Ayvalık Gezi Rehberi
Ayvalık Plyosen-üçüncü zaman sonu ve Kuaternen’de- dördüncü zaman başı Egeid isimli parçasının çökmesi sonucu oluşan alan üzerinde kurulmuştur. Bu dönemlerde Ayvalık önünde yer alan adalar grubuna (22 ada) “Hekatonnesoi” denilmekteydi. Bu isim Nesos kentinin baş tanrısı olan Apollo’dan gelmektedir. Yapılan araştırmalarda Ayvalık’ın önünde yer alan adalar grubunda Yunan sömürgeleri bulunmaktaydı ve Ayvalık bugün bulunduğu yere sonradan taşınmıştır.
Strabon kitabında çevreyi Lelegler, Pelasgler ve Karialıların yerleşim yeri olarak göstermiştir. Karialılar bulundukları bölgelerden göç etmek zorunda kalınca Anadolu ya göç etmek zorunda kalmışlar,Ayvalık ve çevresindeki adalara yerleşmişlerdir.
Strabon iddiasını adı gecen kavimlerin denizcilik ve korsanlıkla geçinmeleri, bölgede gemi yapımı için uygun ağaç miktarının fazlalığı ve bölgede bakır, kurşun gibi madenlerin bolca bulunması ile güçlendirmektedir.
Ayrıca Aiol kalıntılarına da rastlanmıştır. Bu görüşe göre ise İ.Ö. 1500 yıllarında Yunanistan’ dan gelenler Anadolu sahillerinde ve adalarında bir şehir kurmuşlardır. Bu kavme Aiol deniyordu. Bunlar Çanakkale’den Gediz’e kadar Midilli dâhil 12 kent kurmuşlardır.
Bu 12 kentten biri de Cunda adasının doğusundaki sahilde kurulmuştu. Ve bu kent Büyük İskender’in Anadolu’yu zapt ettiği tarihe kadar ayakta kalmayı başarmıştır.
Doğan Aka ise “Ayvalık İktisadi Coğrafyası” adlı kitabında, kentin 1430–1440 yılları arasında askeri amaçlarla kurulduğunu yazmıştır.
Ayvalık’la ilgili olarak Piri Reis’in Kitab-ı Bahriye’sinde Yunt (Bugünkü Cunda) adaları hakkında bilgiler bulunmasına rağmen Ayvalık’la ilgili bilgiye rastlanmamıştır. Seyyid Nuh’un Atlas’ında, III Ahmet’in 1726 yılında hazırlatmış olduğu Önasya haritasında bu bölgeye ilişkin geniş bilgiler bulunmasına rağmen Ayvalık’a ilişkin bir bilgiye rastlanmamıştır.. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde Ege Kıyıları’nın tamamını gösteren harita da Ayvalık hakkında bir bilgi ya da yerleşim yerinden bahsedilmemiştir.
Adının nereden geldiğine ilişkin kesin bir kayıt yok. Fakat bu konuda farklı görüşler vardır.
Ayvalık tarihi üzerine araştırmalarıyla bilinen Yunanlı yazar Yorgi Sakkari’nin “Ayvalık Tarihi” isimli kitabında, buraya gelenlerin Midilli Adasının Türkçe “Balçık” Rumca “Kidonie” isimli kasabasından geldikleri ve buranın isminin buradan esinlenerek “Kidonie” konulduğunu yazar.
Mübadele döneminde Ayvalık’tan ayrılan Kukunara’nın Eolya’nın Başkenti Ayvalık isimli kitabında ismin kaynağı olarak bir midye türü olan “Ayfada” (Ayvada) gösterilmektedir.
Fransız tarihçi Raffanel’in “Ayvalık” adlı kitabında ise ismin, zamanında bölgede bol olan Ayva ağaçlarından geldiği yazmaktadır. Bu iddia bir türlü doğrulanamamış ve hep bir zamanlar var olan Ayva ağaçları olarak kalmıştır
Ayvalık evlerine ilişkin ilk bilgiler 19 yy aittir. Bu dönemden önceki konutlara ilişkin bilge ve belgelere rastlanmamaktadır. Bu tarihlerde Ayvalık’ta nüfus yoğunluğunun Rumlar olduğu göz önüne alındığında belirtilen tarihteki ve günümüzde var olan evlerin ilk sahip ve kullanıcılarının Rumlar olduğu ortaya çıkmaktadır. Ayvalık’ın tarihi süreci dikkatlice incelendiğinde kentte Tük yerleşime pek rastlanmadığı var. var ise bile bunun Ayvalık’a verilen özerklik belgesi ile sonlandırıldığı görülmektedir. Kent yapısal oluşumunu Rumların yaşadığı dönemde tamamlamıştır. Rumlar konutları kendi ihtiyaçlarını göz önünde tutarak yapmışlar ve mübadeleye kadar olan süreçte de kullanmışlardır. Mübadeleden sonra evlerin Türkler tarafından kullanılmaya başlaması ile değişimler yaşanmış fakat koruma kanunu ile bu değişim sürecide son bulmuştur.
Tepe eteğine kurulan kentte yollar yokuş yukarı ve dardır ayrıca çıkmaz sokaklar çok fazladır. Denize doğru diklemesine inen ara sokaklar, denize paralel olarak devam eden ana sokaklarla son bulmaktadır. Yolun altında deniz kıyısına paralel olarak devam eden ticarethaneler yer almaktadır. Yerleşim mekânlarında en çok dikkati çeken küçük ve bitişik olarak inşa edilmiş olmasıdır.
Tımarhane Adası
Çamlık koyunun hemen karşısında yer alan ada eki dönemlerde psikoterapi merkezi olarak kullanılırmış. İçkiyi fazla kaçıranları yada ruhsal bozuklukları olanları getirip adaya bırakırlarmış, doğal güzellikler ve kayalıklardan sert esen rüzgarla akılları başlarına gelenler tekrar halkın arasına karışırlar, akılları başlarına gelmeyenler ise biraz daha manzara seyredip rüzgar sesi dinlerlermiş.
Cunda Adası, Tavuk Adası ve Çamlık koyunun panoramik görüntüsüne hakim olan adada küçük bir manastır bulunmaktadır.
Eski dönemlerde Rumlar adaya “Aya Paraskevi” Türkler ise “Taşlı Manastır” derlermiş
Şeytan Sofrası
Sarp kayalıklarda eski bir lav birikintisinin üzerinde yer alan Şeytan Sofrası yuvarlak bir sofrayı andırmaktadır. Tepedeki kayalıklardan birinin üzerindeki, büyük bir ayak izini andıran demir kafes içerisindeki oyuğun “ŞEYTANIN AYAK İZİ” olduğu rivayet edilmektedir Şeytanın ayağının büyüklüğü ve ayakkabı fiyatları göz önündetutulduğunda şeytanın pabucunun bayağı pahalı olduğu anlaşılıyor.
Buranın denize, koylara, çamlıklara hakim bir arazi üzerinde bulunması, Ayvalık, Alibey (Cunda) Adası dahil adalar grubu ile Sarımsaklı bölgesini içeren panoramaya sahip olması, özellikle güneş batımı esnasında oluşan eşsiz güzellik yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çekmektedir.
Sarımsaklıdan Ayvalık yönünde giderken hemen yolun solunda çam ormanı içinden geçen asfalt bir yol ile çıkılan tepeye, yaz aylarında Sarımsaklı merkezinden taksi dolmuşlar ile ulaşım sağlanmaktadır.
Saatli Cami, Ayvalık merkezde Fevzipaşa Mahallesinde yer almaktadır. Ayvalık’ın ekonomik olarak en güçlü olduğu dönemlerde inşa edilmiştir. Kilise 1870 yılında yapılmış olup 1928 yılında camiye çevrilmiştir. Günümüzde Saatli Cami adıyla bilinmektedir.
Eğimli ve düz zeminlerin birleştiği alan üzerine inşa edilmiştir. Kilisenin toplam alanı 1250m², olmasına karşın kilise 375m² üzerine inşa edilmiştir. Kilisenin yüksekliği 24 m. çan kulesinin yüksekliği 24 metre, minarenin yükekliği ise 44 metredir.
Ayvalık içindeki en yüksek ikinci kilisedir. Kilisenin dıştan boyu 23.50 m., eni 13.30 m. (doğu), 14.40 m (batı) dir
Çınarlı Cami, Ayvalık’ın merkezinde Hamdibey Mahallesi Alibey caddesinde yer almaktadır. Kilise Ayvalık halkının ekonomik ve siyasal yönden en güçlü olduğu dönem olan özerklik döneminde inşa edilmiştir. (1790’lı yıllarda tamamlanmıştır.) Yapı 1923 yılında camiye çevrilmiştir.
Dikdörtgen bir görüntü oluşturan kilisenin planı Yunan Haçıdır. Kilise kısmen eğimli düz bir alan üzerine inşa edildiğinden organik ve ızgara dokular bir arada kullanılmıştır. Kilisenin toplam alanı 2800 m², kilise yapı taban alanı ise 600 m²’dir.
Kilisenin yüksekliği 30 m, minarenin yüksekliği ise 38 metredir. Dikdörtgen planlı üç nefli ve üç apsisli olan kilisenin dıştan boyu 32.40 m. Eni, 15.90 m. (doğu) 20.25 m (batı) dir
Naosu beşer sütunla üç nefe ayrılmıştır. Birbirlerine kemerlerle bağlı olan sütunların başlıkları korint düzendedir. Orta nef beşik yan neflerde ise çapraz tonozla kapatılmıştır.
Kilise 1923 yılında camiye çevrilince müezzin mahfili ve mihrap eklenmiştir. Bemanın güney duvarında kemerli bir kapı ve üzerinde pencere bulunmaktadır. Bemanın kuzey duvarının batı ve doğu yönlerine nişler yerleştirilmiştir. Bu nişlere naosun duvarında ve apsislerin birleştiği bölümlerde de rastlanılmaktadır.
İkonostasis zeminden üç basamakla yükseltilerek yapılmıştır. İkonostasisin orta nefteki bölümü altı sütunla yediye ayrılmıştır. Sütunların arasında içerisinde ikonaların bulunduğu panolar yer almaktadır. İkonlar günümüzde yerlerinde mevcut değildir. Panolar alçı ile kapatılmıştır.
Hayrettin Paşa Mahallesi’nde yer alan kilise 1850 yılında inşa edilmiştir. Ayvalık’ın ilk kiliselerden biridir. Cumhuriyet Döneminde camiye çevrilerek Hayrettin
Paşa Camisi ismini almıştır.Panayia ismi Ortodoksların Meryem’e verdikleri bir isimdir. Zamanında dini nitelikte eğitim veren okulların kilisesidir.
Düz bir zemin üzerine inşa edilmiş olan kilisenin genel toplam alanı 4000 metrekare, kilise binasının alanı ise 700 metrekaredir. Kentin en büyük taban alanına sahip kilisesidir. Kilisenin yüksekliği 18 metre, minaresinin yüksekliği ise 32 metredir. Zamanında bahçe içerisinde kilise papaz evleri ve iki eğitim binası yer almaktaydı. Günümüzde kilise cami olarak kullanılırken eğitim binaları ise ilköğretim okulu olarak kullanılmaktadır.
Kilise üç nefli ve üç apsislidir. Kubbesiz olarak inşa edilmiş bazilika şeklindeki kilise, dikdörtgen planlı uzun bir yapıdır. Kilisenin batı ve doğu cepheleri diğer cephelere nazaran daha geniştir. Kilisenin boyu 25.25 eni ise 15.80 metredir.Kilisede naos üç neflidir ve Orta nef daha geniştir. Nefler üç apsisle son bulunmaktadır.
Taksiyarhis Kilisesi, Ayvalık merkezde İsmet Paşa Mahallesinde yer almaktadır. Kilise duvarında yer alan bir kitabeden 1844 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır.
Eğimli bir tepenin düzleştirilip dolgu yapılması ile yola göre biraz daha yüksek bir alan üzerine inşa edilmiştir. Kilisenin toplam alanı 1200 m², olmasına karşın kilise 500 m²’lik alan üzerine inşa edilmiştir. Kilisenin yüksekliği 16m. çan kulesinin yüksekliği ise 30 metredir. Kilisenin dışarıdan boyu 22.00 m, eni ise 12.75m.’dir.
Kilise avlusuna iki sütunla taşınan yedi basamaklı kemerli bir giriş kapısından girilmektedir. Kapı üzerinde çan kulesi bulunmaktaydı. Fakat çan kulesi günümüzde mevcut değildir. Ana kapıdan (batı yönündeki ) başka avluya girişi sağlayan iki kapı daha bulunmaktadır. İkici kapı içten basamakla avluya girişi sağlarken üçüncü kapı duvarla örülerek tamamen kapatılmıştır. Kapı sütunları ve merdiven basamaklarında sarımsak taşı kullanılmıştır. Bahçe giriş kapıları demirden olup orijinal kapılardır. Kiliseye giriş kapıları daha sonradan değiştirilmiştir.
Hagia Triada Kilisesi, Ayvalık merkezinde Kazım Karabekir Mahallesinde yer almaktadır. Kilise düz zeminde geniş bir alan üzerine uzunlamasına dikdörtgen planlı düz çatı tipinde inşa edilmiştir. Kilisenin arsa alanı 2000 m², zemin oturum alanı 400 m²’dir. Kentteki kiliseler içerisinde en yüksek dördüncü kilisesidir.
Kilisenin dıştan boyu 23.00 m eni ise 18.20 m’dir. İbadet mekânı içten 19.40m. eni ise 12.75m.’dir. Kilisenin yüksekliği ise 17 m. dir.
Kilise, dikdörtgen planlı uzun bir yapıdır. Kilisenin batı ve doğu cepheleri diğer cephelere nazaran daha geniştir. Naos dikdörtgen planlı olup iki yan ikide orta nef bulunmaktadır. Nefler doğu batı yönünde aynı hizada yer almaktadır.
Taşıyıcı sütunlar ahşap üzerine alçı kaplama tekniği ile sütun başlıkları ise kartonpiyer tekniği ile yapılmıştır. Sütunların başlıkları korint tipindedir. Sütunların üst kısmında alçı panolar yer almaktadır.
Bu panolarda tıpkı Taksiyarhis kilisesinde olduğu gibi aziz ikonalarının yer aldığı düşünülmektedir. Panolar günümüzde alçı ile kaplanmıştır.
Ana giriş Naosun batısında çift kapıdan sağlanmak- tadır. Naosun doğusunda ise üç basamakla çıkılan bema bölümü yer almaktadır. Kilisenin tek apsisi doğu kısmındadır, batıda ise narteks yer almaktadır. Kilise tekel tarafından depo olarak kullanıldığı dönemlerde, kilisenin naosu tahta döşemelerle iki kat haline getirilmiştir.
Faneromeni (Ayazma) Kilisesi, Kemal Paşa Mahallesinde binalar arasında kaybolmuş olan kilise içindeki su kutsal kabul edildiğinden Ayazma yâda Faneromeni diye adlandırılmaktadır. Adının karşılığı “kutsal su” anlamına gelmektedir.
Kilisenin girişindeki alınlıkta 1890 yazmaktadır. Ayvalık’ın geç dönem yapısıdır. Kilise bu tarihte yapılmıştır. Düz bir zemin üzerinde yer alan kilise ızgara planlı doku özelliği taşımaktadır. Kilisenin toplam arsa alanı 200 m², inşa alanı ise 150 m² dir. Kilisenin dıştan boyu 17.40 m. eni ise 8.60 m’dir. Kilisenin yüksekliği ise 12 m. dir.
Diğer kiliselerden farklı olarak dini kaygılar göz önüne alınmadan kuzeydoğu– Güneybatı yönünde inşa edilmiştir. Ayrıca kilisenin apsisi bulunmamaktadır.
Güneydoğu ve kuzeybatı cephelerinde dörder penceresi bulunan kilisenin kuzeybatı cephesinde yer alan kapısı sonradan kapatılmış, güneydoğu cephesinde yer alan kapı ise kapatılarak pencere haline getirilmiştir. Kuzeydoğu duvarına ise sonradan iki kapı eklenmiştir.
Naosta ikonostasis bulunmamaktadır. Zaman içerisinde değişik amaçlarla kullanılan kiliseye asma kat niteliğinde bir kat eklenmiştir. Naosta taşıyıcı sütunlar kullanılmamış olup tek açık olarak geçilip beşik çatı ile örtülmüştür. Kare şeklinde bölümlere ayrılmış olan
çatıda her bölümün ortasında alçıdan yapılmış çiçek kabartması yerleştirilmiştir.
Basamaklarla çıkılan narteksin üzeri düz olarak kapatılmış olup, alçıdan yapılmış çiçek kabartmalarına bu kısımda da rastlanmaktadır. Bu kısımda ayrıca dört taşıyıcı sütun yer almaktadır.
Portaitissa Kilisesi, Ayvalık merkezde Sakarya Mahallesinde yer almaktadır. Eğimi az bir zemin üzerinde yer alan kilise ızgara planlı doku özelliği taşımaktadır. Kilisenin toplam alanı 1163 m², olmasına karşın kilise 135 m²üzerine inşa edilmiştir. Kentin en küçük kilisesidir. Kilisenin yüksekliği 8 m. Kilisenin dıştan boyu 13.05 m. eni ise 7.35 m’dir. Portaitissa Kilisesi, taban alanı ve yükseklik olarak kentin en küçük kilisesidir.
Kuzeybatı–güneydoğu doğrultusunda, dikdörtgen planlı uzun bir yapıdır. Kilise tek nefli ve tek apsislidir. Kilisenin ana girişi diğerlerinden farklı olarak apsisin karşısında yer almamıştır. Naosun güneydoğu duvarında yer alan apsis içte ve dışta yarım yuvarlak çıkıntı yapmaktadır. Apsisin ortasında bir pencere ve iki yanında birer niş bulunmaktadır.
İkonostasis duvarı güneydoğu duvarının önünde sekiz plasterle yedi parçaya bölünmüştür. Ortada geniş yanlarda ise birer dar kapıyla apsise geçilmektedir. Kapı aralarındaki bölümlerde ikonalar bulunmaktaydı. Kilise içerisindeki ikonaların hiçbiri günümüzde mevcut değildir.
Naosun üst örtüsü içte beşik tonoz, dışta ise beşik çatı ile örtülmüştür. Narteks içte ahşap çatı dışta ise kırma çatıyla örtülmüştür. Çatıda ise kiremit kullanılmıştır. Naosa dıştan içe doğru daralan altı pencere ve bir kapı açılmaktadır. Bemaya açılan pencerenin dışındaki tüm pencereler dikdörtgen tarzdadır. Bemaya açılan pencere ise yuvarlak ve kemerli tarzdadır.