Uşak Antik Kenti – Blaundos (Blaunda)
Blaundos,Uşak’ın Ulubey ilçesinin güney-batısında bulunan Sülümendi köyünün 2 km. kuzeyinde bulunan antik bir yerleşimdir. Blaundos, Luwi dilinden gelmiş bir sözcükten türetilerek Helen diline uyarlanmıştır. Blaundos’un bulunduğu yerde yüzey araştırması ve arkeolojik kazı yapılmamıştır. Antik kaynaklarda da ismi geçmemektedir. Bununla beraber bazı kalıntılar günümüze oldukça iyi bir durumda ulaşabilmiştir. Örneğin Helenistik çağda yapılmış kuzey surlarının giriş kapısının kemeri, sur duvarlarının bazı kısımları ve İon üslubundaki mabet ve diğer yapıların kalıntıları ayakta kalabilmiştir. Ayrıca kentin ortasında, 7.60 x 14.20 m. ölçüsünde, Roma İmparatoru Claudius’un mabedi ile yalnızca bir tarafında oturma kademeleri olan stadyum oldukça iyi durumda günümüze gelebilmiştir. Kentin güneyindeki yamaçta bulunan tiyatronun kalıntıları ile hemen yanı başındaki kaya mezarları da dikkati çekmektedir
Klannoudda (Uşak-Ulubey)
Uşak’a bağlı Ulubeyden Eşmeye uzanan yol üzerindeki Kışla köyünün arkasındaki iki büyük tepenin ortasındaki köylülerin Hâcet Kalesi diye adlandırdığı küçük tepeciğin üzerindedir. Klannoudda sözcüğünün Lydia dilinden geldiği sanılmaktadır. Daha sonra Helenleştirilen bu isim “Kutsal Yavrusu” anlamına gelmektedir. Antik kaynakların yeterince bilgi vermediği kentin bulunduğu yerde de yüzey araştırması ve arkeolojik kazı yapılmadığından bilgiler son derece sınırlıdır. Tepede ve çevreye yayılmış çanak-çömlek parçaları ile mimarı parçalara rastlanılmaktadır. Tepede, Akropoldeki iç kalenin duvarları olduğu sanılan bazı kalıntılar vardır. Şehrin taşları muhtemelen köyün yapılanmalarında kullanılmıştır.
Nais (İnay) (Uşak-Ulubey)
Uşak ili Ulubeyli ilçesinin 7 km. batısındaki İnay köyüne 2 km. uzaklıktadır. Nais, Hellen dilinde “su perisi” anlamına gelmektedir. İnay köyünün bulunduğu yerde bol suyun çıktığını ve köylülerin 1975’de bu haznenin üzerini betonla kapattıklarını Prof.Bilge Umar yazmaktadır. Kent üzerinde Buresch ve H.Keil bazı incelemeler yapmışlarsa da yeterli bilgi verememişlerdir. Bu nedenle de kentin tarihi karanlık kalmıştır. Kentin bulunduğu yerdeki taşlar Roma döneminde kullanılmış, Osmanlılar da çevredeki kervansarayın yapımı için taşları sökmüşlerdir. Bununla beraber Helenistik surların kemerli kapısı ile Nnymqhaeion’a ait olduğu sanılan kalıntılar dışında günümüze pek bir şey gelmemiştir.
Opsikion, Ovsekyon (Uşak) (Uşak-Merkez)
Manisa’nın Salihli İlçesinin 49 km. doğusunda dağlarla çevrili volkanik bir ovanın ortasındadır. Strabon da buradan Katakekaumene (yanmış bölge) olarak söz etmektedir. Anadolu’da ana tanrıçanın isimlerinden biri olan Opsikion,”Ana Tanrıça Halkının Yeri” anlamındadır. Opsikion’un ne zaman kurulduğu ve geçmişi bilinmiyor. Ayrıca yeri konusunda da bazı farklı iddialar ortaya atılmıştır. Bazılarına göre bugünkü Kula ilçesi ile Opsikion özdeştirilmiştir. Prof.Bilge Umar, Opsikion’un Kula’da olmadığını söyler. Bizans tarihçileri sırtlarda olduğunu yazmışlardır. Oysa Opsikion Kula’da tepeler arasındaki çukurda kurulmuştur. XIII. yy.da Nikaeia (İznik)’ya taşınan Bizans İmparatorluğu’nun egemen olduğu yerler belirtilirken şöyle bir ibareye rastlanmıştır: “Magidon ile Opsikion yanında kaleleri olan Saittai ve Koula…” Bu da gösteriyor ki, Kula Opsikion yakınındadır ve onunla aynı yer değildir. Bu bölgede yüzey araştırması ve arkeolojik kazı yapılmamıştır. Bu bakımdan iddiaları somutlaştıracak bilgiler verebilmek çok zordur. Yalnızca kentin bulunduğu sanılan yerde mermer mimari parçalarına , yazıtlara ve birde Kybele kabartmasına rastlanmıştır. Ayrıca Onesime isimli bir kadının oğlunu iyileştiren tanrı Men’in adak steli bugün Uşak Müzesi’ndedir.