Çanakkale Çevresindeki Tarihi Turistik Antik Kentler
PARİON:
Kemer’de. Adını, Troya Kralı Priamos’un kızı Paris’ten alıyor. Troas bölgesinin MÖ 4. yüzyılda en önemli ticaret merkezi. Bizans, Roma, Helenistik, Klasik ve Arkaik dönemlere doğru uzanan büyük bir yerleşim birimi. M.Ö 411 yılında Sparta-Atina arasındaki savaş sırasında, Atina donanması Alkibiades’in emri ile Parion limanında toplanmıştır. Tabii büyük bölümü toprak altında ve definecilerin tahribatıyla karşı karşıya… Çevresi 5-6 kilometreye ulaşmaktadır. Erzurum Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Cevat Başaran’ın kazı heyeti başkanlığı yürüttüğü antik kentte, 2005 yılından itibaren kazı çalışmaları yapılıyor. 2005 yılında yapılan kazılarda 4 lahit bulundu. Açılan 2 lahitten, 2 bin yıl öncesine ait olan paha biçilemez 150 tarihi eser çıktı. Kazıların hızlanması ve sürekli olması için hala sponsor arayışı devam ediyor.
PRİAPOS:
Karabiga burnunun ucunda toprağın altında yatan antik kent. Adı Dionysos ile Aphrodite’in oğlu olan, bağ-bahçe tanrısı Priapos’dan geliyor. Ne zaman kurulduğuna dair kesin bilgi yok. Fakat M.Ö. 5. yüzyılda şarapçılığıyla ün kazandığını ve Yunanistan’a şarap gönderdiğini biliniyor. İskender Granikos Savaşına giderken buradan geçti. Bölgedeki tümülüslerde, Çanakkale Müzesinin başlattığı kazılarda önemli buluntular ve lâhitlerle karşılaşıldı. Bu lâhitlerden iki tanesi bugün Çanakkale Müzesi’nde.
LAMPSAKOS:
Bugünkü Lapseki ilçe merkezinin bulunduğu yerdedir. Büyük İskender M.Ö. 334’de Anadolu seferine buradan başlamıştır. İlkçağda Lampsakos şarapları çok meşhurdu. İlk çağ kalıntıları yok denecek kadar azdır. Antik yapıların taşları sökülerek yeni yapılanmada kullanılmıştır. Lapseki’nin arkasındaki tepenin akropol olduğu sanılmaktadır. Sisam adasında doğan Epikuros (M.Ö. 342-270) Büyük İskender’in ölümüyle ortaya çıkan karışıklıklar sebebiyle Atina’dan ayrılarak Lapseki’ye geldi. Sonra bu okulu Atina’ya taşıdı.
Günümüze ulaşan yerleşim kalıntısı bulunmayan Biga – Lapseki arasındaki Paisos Gümüşçay’daki Adresteia kentleri ile en önemlisi yine bir kalıntı bulunmayan Pegai (Biga) antik kentlerini de unutmamak gerekir