Osmanlı Bankası Binası
Galata kentsel dokusu içinde, özgün biçimini yıllar önce yitiren anıtsal bir yapı, yüzyılı aşkın bir süredir Osmanlı Bankası olarak tanınıp, tek bir yapıymış gibi algılansa da, aslında iki ayrı kuruluşun yönetim merkezi olarak tasarlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu Tütün Rejisi Şirketi ve Osmanlı Bankası. 1880’lerin sonunda Tütün Rejisi’nin satın aldığı Voyvoda Caddesi üzerindeki büyük bir arsanın bir bölümü Banka’ya devredilir, her iki kuruluş için çağdaş, görkemli bir yapının tasarımıyla da, dönemin ünlü Levanten mimarı Alexandre Vallaury görevlendirilir.
Yapıdaki tasarım ikilemi, Voyvoda Caddesi ve Haliç yönündeki cephelerin sanki iki ayrı mimarın, ayrı zamanlarda apayrı iki yapıyı tasarladığını gösterircesine köklü farklılıklar sergiler. Voyvoda Caddesi cephesi, klasik, neo-klasik mimarlık tasarım kurallarına uyan ölçü, düzen, proporsiyon ve yapı örgüleriyle kurgulanmıştır. Vallaury’nin tasarımı, XIX. yy bankalarının artık netlik kazanan tek biçimliliğini yansıtmaktadır.
Yan cephelerde (bugün var olmayan) uzun demir çubukların desteklediği geniş saçak, Haliç cephesinin de egemen öğesidir. Bu cephede, saçak köşeleri döner, ortalarda kesilerek, üstündeki katlara olağanüstü bir hareketlilik kazandıran başka öğelerle donatılır. O yıllarda hala irili ufaklı ahşap yapıların çoğunlukta olduğu Galata’nın kentsel mozaiği içinde dev bir kitlenin eziciliğini, görece hafifletmek kaygısıyla Vallaury, geleneksel konutları anımsatacak ayrıntıları üstteki katlara serpiştirmiştir. Yapıda, üç tane köşkçük yer alır; birisi ortada, ikisi köşelerdedir. Vallaury bu yapısıyla kentsel kimliğin sürdürülmesinde tek yapı ölçeği ve estetiğine gösterilecek özenin, ne denli önemli bir tasarım sorunu olduğunu kanıtlamıştır.