Konvansiyonel Klasik Silahlar

1- Klasik Silahlar, Bombalar, Roketler ve Füzeler

2- Klasik ve Modern Silahlara Karşı Korunma Çareleri

1. KLASİK SİLAHLAR, BOMBALAR, ROKETLER VE FÜZELER

A- BOMBALAR:

Bomba uçaktan salındıktan sonra serbest düşme özelliği­ne göre hız kazanarak düşüş gösteren, ilave itici kuvvet veren sis­temi bulunmayan içinde yüksek infilaklı nükleer, biyolojik, kimyasal ve payro teknik gibi maddelerden bir veya bir kaçını ihtiva eden, kullanma maksadına göre çeşitli gövde ve kuyruk yapısına sahip bulu­nan bir patlayıcıdır. Ayrıca, hedefe isabet ihtimalini daha da ar­tırmak maksadıyla özel güdüm kiti de ihtiva edebilir. Bugün için bombalarda kullanılan güdüm sistemleri. TV (Televizyon), TV/DATA, LİNK ve LASER’dir. Normal genel maksat bombalarına bir kit ilavesi ile bomba güdümlü şekle dönüştürülür.

Bütün bombalar, infilakı başlatan tapa (ateşleme düzeni; ile hasarı yapan ana dolgu maddeli gövde kısmını ihtiva eder.

Bir bombanın en hayati kısmı tapasıdır. Tapalar bomba üzerindeki bulundukları yere göre kuyruk, burun, yan ayrıca; bomba tapaları hassas veya değişik zamanlar için gecikmeli olacak şekilde imal edilmiş olup hedef özelliğine göre ayrılarak kullanılır.

Bombalar çeşitli ağırlık, boy ve cinste olabilir.

Şimdiye kadar yapılan bombaların en yıkıcısı atom ve hidrojen bombalarıdır.

Bombalar için en elverişli kullanma aracı uçaklardır. Bunun yanında elle, havan topu ile ya da roketler aracılığıyla kullanılabilmektedir.

1- Klasik Bombalar (Nükleer Olmayan) Genel Olarak Aşağıdaki Şekilde Sınıflandırılır:

a) YÜKSEK İNFİLAKLI BOMBALAR,

b) KİMYASAL BOMBALAR,

c) BİYOLOJİK BOMBALAR,

d) PAYRO TEKNİK BOMBALAR,

e) DEMET BOMBALAR,

a) YÜKSEK İNFİLAKLI BOMBALAR:

(1) Yüksek infilaklı bombalar aşağıdaki şekilde sınıflandırılır.

I- GENEL MAKSAT BOMBALARI,

II- ZIRH DELİCİ BOMBALAR,

III- YARI ZIRH DELİCİ BOMBALAR,

IV- PARÇA TESİRLİ BOMBALAR,

V- SU ALTI BOMBALARI,

İnfilak suretiyle şok ve parça tesiri yaratarak hedefi. tahrip etmek, hasarlı duruma getirmek, Lüzum ve yaralanma ile personele zarar vermek maksadıyla kullanılır. En yaygın kullanılanı genel maksat bombaları olup bunlarda iki gruba ayrılır.

(1) Güdümlü Bombalar (Güdüm kiti ile atılır)

(2) Güdümsüz Bombalar (Serbest düşmeye göre atılır)

Yüksek infilaklı. bombalar, hemen hemen her türlü nokta hedeflerine karşı kullanılan en müessir bir silahtır. Genellikle 250 Lbs., 500 Lb, 1000 Lb, 2000 Lb, 3000 Lb, ağırlığındadır. (Libre (1 Lb) yaklaşık 460 gr. dır.)

Bu bombalar büyüklüğüne, tipine, hedefin ti­pine bağlı olarak 3-30 metre çapında, 1-10 metre derin1iğinde krater açabilirler. İnfilak sonunda 100 Ft. (330 m) mesafede 3,5-8 PSİ (10-23 Kğ/cm2) lik blast (Basınç) tesiri olur. Bu tür bombalar 3-5 cm. zırhı, 3000 PSİ’ lik performanslı 50-100 cm kalınlıkta betonu delebilecek güçtedir.

(2) Yüksek infilaklı bombaların etkileri:

I- ÇARPMA :

Hedefe çarpan her bomba patlamasa bile, kuvvet ve ağırlığı ile de hasara sebebiyet verir.

Yapısı ne kadar sağlam ve ağırlığı ne kadar fazla olursa hasarda o nispette büyük olur.

II- PATLAMA :

Bombaların patlaması ile geniş bir sahada binala­rı tahrip edebilir Duvarlar, pencereler, kapılar ve çatılar yıkılabilir.

Bombalar havada patlatılırsa yıkma etkisine ek olarak basınç etkisi de yaratır.

Yapılar üzerinde patlarsa 2-4 katlı bir betonarme binanın yıkılmasına neden olur,

III- PARALAMA:

Bomba patlaması ile birlikte parçalanır. Par­çaları personele zayiat verdiği gibi maddi zararlara da sebebiyet verirler.

IV- SARSINTI:

Bomba toprak yüzeyinden daha derinde patladı­ğı zaman toprakta bir seri sarsıntı dalgaları meydana getirir.

Topraktaki bu sarsıntı dalgalarının tipik tesirleri şunlardır.

(a) Yeraltı boru ve kabloları kırılır.

(b) Toprak yüzeyinde çatlamalar meydana gelir.

(c) Küçük sert cisimler etrafa saçılır.

(d) Duvar ve bacalarda çatlamalar meydana gelir.

b) KİMYASAL BOMBALAR

Çeşitli büyüklükte, değişik vasıtalarla atılabilen, patladığı zaman kimyevi gazlar veya yangın çıkaran bombalardır. Bombalar, ihtiva ettikleri gaz cinsine, bombasının büyüklüğüne ve atılış şekline göre de canlılara değişik şekilde tesir eder.

Kimyasal bombalar genellikle aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir.

I- GAZ BOMBASI,

II- SİS BOMBASI,

III- YANGIN BOMBASI

c) BİYOLOJİK BOMBALAR

İnsan, hayvan ve faydalanılan bitkilerde; ölüm,hastalık ve zarar meydana getirmek üzere, mikroorganizmaların veya bunların toksinlerinin kasten kullanılmasına biyolojik savaş denir. Bugün için biyolojik savaşı kullanan ülke olma­masına rağmen, savaş halinde kullanılması kuvvetle muhtemeldir. Bi­yolojik savaş malzemeleri çeşitli şekil ve biçimde yapılacak bomba ve bombacıklarla havadan yere atılabilir. Biyolojik bombalar ile kimyasal bombaların, hatta yüksek infilaklı, biyolojik-kimyasal bom­baların karışımı özel bombaların da kullanılacağı bilinmeli; bu ko­nularda gerekli aktif ve pasif savunma tedbirleri alınmalıdır.

d) PAYRO TEKNİK BOMBALAR

Çeşitli büyüklük ve şekillerde olan payro teknik bombalar bir fiil tahrip etmek, canlıları yaralamak veya öldürmek maksadıyla kullanılmazlar. Gece taarruzlarında, taciz harekatında ve fotoğraf çekme işlemlerinde kullanılır.

İki gruba ayrılır

I) Foto Flash Bombaları (Fotoğraf çekimi aydınlatılmasında)

II) Hedef Aydınlatma Bombası (Flare Bombası),

Payro teknik bombaları fazla ağır olmayan, yandığı sırada çok şiddetli ışık veren (1.000.000-3.000.000 mum), ya­nıcı özelliği bulunan bir mühimmattır. Yerde, uygunsuz yerde, yan­ması yangına sebep olabilir.

e) DEMET BOMBALARI

Demet bombalar, çeşitli maksat için hazırlanmış yüzlerce küçük bombacıklar, 500-1000 Lb.lik bomba büyüklüğünde bir dispanser içine yerleştirilmiştir. Uçaktan dispanserle birlikte bombacıklar salınır, önceden ayarlanmış yükseklikte dispanser açılarak bombacıklar etrafa yayılarak, her biri ayrı ayrı patlama gös­terir.

Bu tip bombalar, çok tehlikeli olup, 2 kademede tesirini gösterir.

I. nci kademede atıldığı anda infilak olur. Per­sonele karşı kullanıldığında 50×100 m. ebadında bir sahada tesirlidir. Zırh delici özellikte olanlarda 18-22 cm. kalınlıkta çelik satıhlara işleyebilir.

II. kademede ise, atılıp da patlamayan bombacıklar mayın gibi her an kurulu olup en ufak bir darbede infilak etmesi ile tesirli olur.

Demet bombalar bugün için aşağıdaki şekilde sınıflandırılır.

I) PERSONEL DEMET BOMBALAR,

II) ZIRH DELİCİ DEMET BOMBALAR,

III) MAYIN DEMET BOMBALARI,

IV) KARIŞIK MAKSATLI DEMET BOMBALARI,

B- ROKET VE FÜZELER

ROKET; bir çeşit füzedir. Bugün ki dev füzeler çok es­ki bir geçmişi olan roketlerin gelişmesi sonunda meydana çıkmıştır.

1- ROKETİN TANIMI: Roket; itiş kuvveti meydana getiren, özel bir düzenle atılan bir silah çeşididir. Bu silahlar,hava ya da su kullanmadan içinde bulu­nan maddelerden çıkan sıcak gazların itiş kuvvetiyle hareket ederler.

2- ROKETLERİN TARİHÇESİ: Roketler, 20 nci yüzyılın sanayii ve tekniğinin or­taya koyduğu bir buluş olduğunu iddia etmek doğru değildir. Roketler eski bir silahtır. Roketi ilk icat edenlerin Çinliler olduğu sanı­lıyor. Çin kaynaklarına göre roket ilk defa 1232 de Moğollara karşı kullanılmıştır. Çinlilerin o zaman yaptıkları ilksel rokete “ALEVLİ OK” deniliyordu.

Roket aynı yüzyılda Avrupa’da da görüldü. 1241 de Moğollar Polonyalılara karşı roket kullandılar. 1249 da Araplar İber Yarımadası’nda roket kullanmaya başladılar.

İlk roketler barutla ateşleniyordu. Barutun gelişmesi sonunda ateşli silahlar icat edildi. 14. asrın başında topun icadından sonra roketler önemini kaybetmiştir. 1799 da Güney Hindistan’da yerli birliklerin İngilizlere karşı roket kullanmaları ile asker­lik alemi roketin önemini tekrar idrak etmiştir. Bu savaşa katılan bir İngiliz subayı (VİLLİAM CONGREVE) memleketine döndüğünde roketler üzerinde çalışmış ve 19. yüzyılın başlarında savaş başlığı taşıyan roket yapmayı başardı. Yangın bombası taşıyan bu roketlerle 1806 da KOPENHANK şehrini bombardıman ederek yakmışlardı. Daha sonraki ta­rihlerde de Leipzig, Watorlo gibi Napolyon’la yaptıkları savaşlarda büyük ölçüde kullanmışlardır. 1846 da “WİLLİAM HAZE” adlı bir Ameri­kalı roketlere kuyruk takarak daha da geliştirmeyi başardı. A.B.D. Ordusu Meksika Savaşı’nda bu roketleri kullandı.

Füzeler üzerindeki gerçek bilimsel çalışmalar 20. yüzyılda başladı. 1903 de Rus. bilgini ZİYOKOVSKİ, füzelerden dünya dışı gezilerde yararlanılabileceğini ileri sürdü. 1907 de ROBERT EN­SAULT-PELTERİE, füzelerin astronotik amaçlarla kullanılması için ge­rekli bilimsel temelleri attı. İki Dünya Savaşı arasında, füzelerin geliştirilmesi için büyük çaba gösterildi. 1911-1933 yılları arasın­da Amerikalı Profösör ROBERT H.GODDART roketler üzerinde çok ça1ıştı. Roketleri biraz daha geliştirmeyi başardı. Goddart tek kişinin kullanabileceği 1-8 Kg. ağır-lığında roketler yapmıştı. Bunlar II. Dünya Sa­vaşında kullanılan “BAZOKALAR”ın öncüsü olmuştur. Goddart savaştan sonrada çalışmalarına devam etti. 1926 da ilk “Sıvı Yakıtlı Roketi” uçurdu. Bu bilim adamı II. Dünya Savaşı’nda Amerika donanmasında kullanılan güdümlü füzelerin imalinde katkıda bulunmuştur.

Roketlerin gerçekten kullanılabilir hale gelmesi 1933 ten sonra bu alanda çalışmaya başlayan Alman fizikçisi VERNER VON BRAUN sayesinde mümkün olmuştur. (Von Braun halen Amerika’da Amerikan vatandaşı olarak roketler üzerinde çalışmaktadır.) Almanların büyük bir gayretle çalışmalarına rağmen, roketlerin büyük ölçüde kullanıl­ması ancak savaşın sonlarına doğru “V-l ve V-2” lerin yapılmasıyla mümkün olmuştur. “V-2”ler II. Dünya Savaşı’nda Avrupa-’da kullanılan en tesirli silah olmuştur.

II.Dünya Savaşı’ndan sonra roketler baş döndürücü bir hızla gelişti. 1956 da Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Sov­yetler Birliği’nde üç kademeli füzenin yapım hazırlıkları başladı. Sovyetler Birliği “SPUTNİK” adını verdikleri ilk suni peyki 4 EKİM 1957 günü fırlattılar. Böylece insanoğluna uzay gezilerinin yolu açılmış oldu.

3- ROKET VE FÜZELERİN ÇALIŞMA PRENSİBİ: Roket ve füzelerin çalışma şekli, İngiliz Matematikçisi NEWTON’un ortaya attığı hareket kanunlarından üçüncüsüyle izah edile­bilir.

“BİR YERE KUVVET UYGULANDIĞI ZAMAN BU KUVVET KENDİ­SİNE TAMAMEN EŞİT AMA TERS YÖNDE BİR KUVVETLE DENGELİDİR.”

İşte roket ve füzelerin hareketi bu prensibe dayanılarak gerçekleştirilmiştir.

Herhangi bir gaz kapalı bir tüp içinde sıkıştırılına muayyen bir istikamette meydana gelen bir basınç, aksi istikametteki eşit bir basınç ile dengelidir.

Yani bir tüpün iç duvarlarına yapılan basınç aynı olduğundan tüp hareket etmez. Tüpün bir ucundan açılan bir delik, basınç tatbik edilmekte olduğu sahayı daraltır.

Tüpün içindeki basınç devam ettirildiği takdirde, kapalı uçtaki basınç toplamı açık uçtaki daraltılmış alandaki ba­sınç toplamından daha büyük olur. Bu sebeple tüpü kapalı uç isti­kametinde harekete zorlayan dengesiz basınç durumu meydana gelir.)

Bütün füzelerin çalışması bu esas üzerinedir. Yakıt, füzelerin yanma odasında oksijenle karışarak patlar, yanma odasının her yanı kapalı, yalnız arkası açıktır. Patlayan gaz, arka tarafı açık olduğundan, buradan dışarı püskürür,patlamanın meydana getirdi­ği basınç öne doğru bir tepki yaratır. Bu tepki füzeyi fırlatır. Burada bir noktayı belirtmemiz yerinde olur. Füze, sanıldığı gibi havadan destek almaz. Tersine, hava füzeyi firenleyerek onun gidişi­ni yavaşlatmaya çalışır, Füze, gücünü yalnızca tepkiden alır. Gerek yakıtını ateşlemek, gerekse hareket gücünü gerçekleştirmek bakımın­dan havaya ihtiyaç olmaması, füzeyi gezegenler arası boşluklarda ya­pılacak yolculuklar için ideal bir araç durumuna getirmiştir.

4- ROKET VE FÜZELERDE KULLANILAN MOTOR TİPLERİ:

a- JET MOTORLARI:

Bu motor tipi hava emmelidir. Yanıcı yakıt depo­sunda, yakıcı oksijeni de emmek suretiyle temin eder. Bu motorla donatılmış roketler atmosfer tabakasının üstüne çıkamazlar. Sağladık­ları sürate göre çeşitli tipleri vardır.

(1) Mekanik Jet_Motorları

(2) Termal Jet Motorları

(a) Türbo-Jet (Sürati 0,9-1 mah.)

(b) Pals-Jet (Sürati 0,6-0,8 mah.)

(c) Ram-Jet (Süratı 2,8-4 mah.)

b- ROKET MOTORLARI:

Bu motor tipleri hava emmezler. Yani lazım olan yanıcı ve yakıcı yakıt, yakıt deposundadır. Bu sebeple havanın oksijenine ihtiyaç yoktur. Atmosfer tabakasının üstünde hareket imkanına sahiptirler. Çeşitli tipleri vardır.

(1) Katı Yakıtlı Roket Motorları

(2) Sıvı Yakıtlı Roket Motorları

5- ROKET VE FÜZELERDE KULLANILAN YAKIT ÇEŞİTLERİ:

Roket ve füzelerde 3 çeşit yakıt kullanılır.

a- KATI YAKITLAR: Bunların esası havai fişeklerindeki gibidir. Katı yakıt olarak ya kara barut ya da dumansız barut kullanılır. Katı yakıtlı roket ve füzelerin kullanılması kolaydır. Ancak bunlar uzak mesafelere gidemezler. Katı yakıtlı roketler ateşlemeden sonra kontrol yön değiştirmezler, bu olanaktan yoksundurlar.

b- SIVI YAKITLAR: Sıvı yakıtlı füzeler daha uzun mesafelere gider­ler. Ateşlendikten sonrada kontrol olanakları vardır.

c- NÜKLEER YAKITLAR: Güdümlü füzelerin son modellerinde nükleer yakıtlar kullanılmaya başlanmıştır.

6- ROKET VE FÜZELERDE SÜRAT ÇEŞİTLERİ:

Roket ve füzelerde, kullanılması arzu edilen moto­run tipi ve yakıt cinsi çeşitli süratlerin elde edilmesine sebep olur.

Füzelerin sürati “MAH” sayısı ile ölçülür. Mah sa­yısı; füzenin süratinin ses süratine nispeten çıkan sayıdır.

a- FÜZELERİN SÜRATLERİ ŞÖYLE SINIFLANDIRILMAKTADIR

(1) SES ALTI (SAPSONİK): Süratleri ses süratlerinden yani 340 m/sn. daha az olanlara denir.

(2) SESE EŞİT (TRANSONİK): Süratleri 340 m/sn. olanlara denir.

(3) SES ÜSTÜ (SÜPERSONİK):Süratleri 340-1067 m/sn. olanlara denir.

(4) SES YUKARISI (HİPERSONİK): Süratleri 1067 m/sn.den yukarı olanlara denir.

b- ROKET MOTORLARINDA KULLANILAN YAKITLARA GÖRE SAĞLANILABİLEN HIZLARDA ŞÖYLEDİR:

(1) KATI YAKITLAR : 2700 m/sn.

(2) SIVI YAKITLAR : 3850 m/sn.

(3) NÜKLEER YAKITLAR 5000 -10000 m/sn.

7- FÜZELERİN KULLANILIŞI:

Füzeler savaşta da, barışta da çok çeşitli maksatlarla kullanılırlar. Bunlara göre de bir çok çeşitleri vardır.

Başlıcaları şunlardır

a- SAVAŞ FÜZELERİ

b- ARAŞTIRMA FÜZELERİ

c- YARDIMCI FÜZELER

a- SAVAŞ FÜZELERİ:

Savaşta kullanılan füzeler kullanılacakları yere göre çok çeşitlidir. Büyüklükleri, etkileri bir kişi tarafından kullanılabilen “BAZOKA”!ardan kıtalar arası dev füzelere kadar çok değişir.

Savaş Füzelerinin Sınıflandırılması:

(1) TİPLERİNE GÖRE,

(2) MENZİLLERİNE GÖRE,

(3) ATILIŞ VE GİDİŞ YERLERİNE GÖRE,

(4) KULLANMA MAKSATLARINA GÖRE,

(5) TAŞIDIKLARI SAVAŞ BAŞLIKLARINA GÖRE,

(1) TİPLERİNE GÖRE SİNIFLANDIRILMASI:

a- ROKETLER,

b- GÜDÜMLÜ FÜZELER,

Özellikle son yıllarda bu alanda büyük gelişmeler kaydedilmiştir. Yeni yeni tipler ortaya çıkartılmıştır.

Uygulamada kısa menzilli olanlara roket, uzun menzilli olanlara da füze denilmektedir.

Roket ve füzelerin en belirgin özelliği şudur:

Bir roket, atış rampasının tevcihi suretiyle hedefe yöneltilir ve atıldıktan sonra ayrıca güdülemez.

Bir güdümlü füzenin ise başlangıçta hedefe tevcihi gerekmez ve füzenin yolu, füze uçuş halinde iken düzeltilebilir veya değiştirilebilir.

(2) MENZİLLERİNE GÖRE SINIFLANDIRILMASI:

a- KISA MENZİLLİ FÜZELER (SRBM): Menzilleri; 1.000 mile kadar (1500 km.)

b- ORTA MENZİLLİ FÜZELER (İRBM): Menzilleri; 1.000-5.000 mil arası (1500- 8000 km.)

c- UZUN MENZİLLİ FÜZELER (ICBM): Bunlara kıtalar arası füzelerde denir. Menzilleri; 5.000 mil ve daha fazla olan, (8000-14.000 Km.)

(3) ATILIS VE GİDİS YERLERİNE GÖRE SINIFLANDIRILMASI:

Dünyadaki bütün füzeler için kullanılan bu usulde füzeler (3) harfle gösterilir.

Birinci harf atış yerini,

İkinci harf gideceği yeri,

Üçüncü harf daima (M) harfidir.

Füzelerin atılma şekilleri, araçlardaki gelişmeler ve bilhassa güdüm sistemlerindeki yeni buluşlar sayesinde artmıştır.

ASKERİ ALANDA KULLANILMA ŞEKİLLERİNE GÖRE ŞÖYLEDİR:

(a) Karadan karaya (SSM),

(b) Karadan havaya (SAM),

(c) Karadan su altına (SUM),

(d) Su altından havaya (USM)

(e) Havadan havaya (AAM),

(f) Havadan karaya (ASM),

(g) Havadan su altına (AUM),

Güdümlü füzelerden uçaktan uçağa atılanlar (Havadan havaya füzelerin) harp başı küçük olup yüksek infilak mad­desini ihtiva eder. Hedef uçağı vurulduğu takdirde havada infilak olup füze parçalandığında yere düşen parçaların patlama özelliği ol­maz. Vurulan hedef uçağının patlama özelliği olduğundan yaklaşılması tehlikelidir.

Füze atılıp hedef vurulmaması halinde, bazı tip füzeler belirli zaman sonra havada infilak eder. Yere düşen par­çaların patlama özelliği yoktur, bazen de füze bir bütün olarak yere çarpar ve infilak edebilir. Bu tür infilakta sadece parça tesiri et­kili olabilir. Yere düşen, infilak etmeyen hava füzesi kurulu kabul edilip tehlikelidir. Bu füzeye yaklaşılması, füzenin yerinden oynatılması infilaka sebep olur ki, bu tür infilak, parça ve blast tesiri ile hasar yapabilir. Personel içinde yaralanmaya ve ölüme sebep ola­bilir.

Havadan yere atılan güdümlü füzelerdeki harp başlıkları yüksek infilak tesirine sahiptir. Canlı ve cansız hedefle­re karşı çok etkilidir.

(4) KULLANMA MAKSATLARINA GÖRE SINIFLANDIRILMASI:

(a) Taktik Harekatta Kullanılan Füzeler

I- Kısa Menzilli Füzeler: Menzilleri 6-40 Km.ye kadar.

Örnek; HONEST JOHN, LİTTE JOHN, CRUİSE füzeleri gibi.

II- Orta Menzilli Füzeler: Menzilleri 40-200 Km.ye kadar.

Örnek; CORPORAL, SERGEANT füzeleri gibi.

III- Uzun Menzilli Füzeler Menzilleri: 200-800 Km.ye kadar,

Örnek; REDSTONE, PERHİNG füzeleri gibi.

(b) Stratejik Harekatta Kullanılan Füzeler

I- Kısa Menzilli Balistik Füzeler: Menzilleri; 500-1200 mildir.

Örnek; MATADOR füzeleri gibi.

II- Orta Menzilli Balistik Füzeler: Menzilleri; 1.200-2.500 mildir.

Örnek; POLARİS füzeleri gibi.

III- Kıtalar Arası Balistik Füzeler: Menzilleri; 2.500-10.000 mildir.

Örnek; ATLAS, TİTAN füzeleri gibi.

(c) Hava Savunmasında Kullanılan Füzeler:

Bu tip füzeler uçaklara ve füzelere karşı kullanılır.

Hava savunmasında kullanılan füzeler şunlardır;

MAWK FÜZELERİ, NİKE AJAX FÜZESİ, NİKE ZEUS FÜZESİ, NİKE HERCULES FÜZESİ, PEDEYE FÜZESİ, MAULER FÜZESİ gibi.

Bugün taktik alanda kullanılabilir durumda en geliştirilmiş kısa menzilli füzeler şunlardır.

Amerika Birleşik Devletlerinde kısa menzilli nükleer harp başlığı taşıyan CRUISE ve PERSHİNG-2 füzeleri vardır.

Eski Sovyetler Birliği Bu günkü Rusya Federasyonunda da kısa menzilli nükleer harp başlığı taşıyan SS-22 füzeleri mevcuttur.

Sovyetler Birliği I. Dünya savaşından sonraki dönemde SS-22 füzelerini Doğu Avrupa Ülkelerine (D.Almanya, Polonya, Macaristan, Çekoslovakya) yerleştirmiştir.

NATO’nun elinde kısa menzilli “LANCE” füzeleri vardır. (Menzili 112 Km . dir)

Türkiye’de de kısa menzilli “HONEST JOHN” füzesi bulunmaktadır. Bu füze yüksek infilak başlıklı olup gerektiğinde nükleer harp başlığı da taşıyabilir. Menzili 38 kilometredir.

(5) TASIDIKLARI SAVAS BASLIKLARINA GÖRE SINIFLANDIRILMALARI:

(a) YÜKSEK İNFİLAKLI BOMBA BAŞLIKLI;

(b) NÜKLEER BAŞLIKLI; Nükleer başlıkta; tek bir nükleer bomba taşıyabileceği gibi tek bir başlıkta birden fazla hedefe yönelebilecek biçimde programlanmış birden fazla nükleer bomba da taşıyabilir.

(c) ÖZEL GÖREV BAŞLIKLI;

I- Kimyasal savaş maddesi taşıyanlar,

II- Biyolojik savaş maddesi taşıyanlar.

b- ARAŞTIRMA FÜZELERİ:

I- Meteoroloji araştırmalarında kullanılan füzeler,

II- Suni peyklerin yörüngelendirilmesinde kullanılan füzeler,

III- Uzay yolculuklarında kullanılan füzeler,

c- YARDIMCI FÜZELER:

Kuru ve sıvı yakıtla çalışan füzeler ağır yüklü uçakların hareketine yardımcı olarak kullanılır. Bundan başka, gemiler, uçaklar tehlike anında işaret vermek için ışık saçan füzelerden faydalanırlar, füzelerden gemi kurtarma işlerinde de faydalanılır. Ağır halatlar kıyıdan tehlike geçiren gemiye, füzeye bağlanarak atılır. Füze motorları bazı deneme uçaklarında da fazla hız sağlamak için kullanılır.

2- KLASİK VE MODERN SİLAHLARA KARŞI KORUNMA ÇARELERİ

Klasik ve modern silahların tesirlerine karşı alınacak tedbirlerden, askeri ve mülki makamların müşterek sorumluluğunda olup alınacak tedbirler şunlardır.

a- TAARRUZDAN ÖNCE

Barış ve siyasi gerginlik dönemlerini içeren ve taarruza kadar olan döneme taarruz öncesi dönemi denir. Bu dönemde alınan ön­lemler şöyle sıralanır.

1- Halkın ve sivil savunma örgütünün bu konuda bilinçli olmasını sağlamak.

2- Erken haber alma ve yayma sistemini kurmak.

3- Halka ve sivil savunma mükelleflerine zararlı durumda bulunan patlayıcılara karşı alınacak tedbirleri öğretmek.

4- Bu tür hadiselerle karşılaşıldığında, halkın, ve mükelleflerin temas kuracağı makamları önceden tespit etmek halka mükelleflere bildirmek.

5- Yayın ve muhabere vasıtalarını uygun bir şekilde be­lirlemek, bildirmek ve gerektiğinde etkin bir şekilde kullanmak.

6- Patlamayan silahların imhası; Çeşitli silahlardan atı­lan ve muhtelif sebeplerle patlamayan silahları arayıp bularak zarar­sız hale getirebilmesi için özel ekiplerin kurulması gereklidir.

7- Dağılma; Önemli tesislerin ufki olarak dağılması su­retiyle kullanılacak klasik silahların tesirleri asgariye indirilebilir.

8- Aldatma ve Kamuflaj ; Hedeflerin düşmandan saklanabilmesini temin etmek maksadıyla sahte hedefler yapmak ve hedefleri gizlemektir.

9- Karartma ; Bilhassa gece taarruzlarına karşı büyük şehirlerde ve önemli merkezlerde karartma tedbirlerinin alınmasıdır.

10- Sığınaklar ; Sığınak ya da sığınak işlevi görebilecek yerlerin yapılması ya da düzenlenmesidir. İnsan zayiatını azami şe­kilde azaltmak için alınacak en önemli tedbirlerden biri sığınaklardır.

11- Tahliye ve Seyrekleştirme ; Siyasi gerginlik döneminde gerekli görüldüğü takdirde yapılır, Ancak planlaması barış zamanından itibaren yapılmalıdır.

12- Yangınlara Karşı Alınacak Tedbirler; Bilhassa yangın bombaları ve diğer silahların tesiriyle meydana gelebilecek yangınları süratle kontrol altına alınması personel ve malzeme kaybını asgariye indirebilir. Bu maksatla,

1. Yangın ekipleri kurmak,

2. Koruyucu teçhizat dağıtmak (Empermeable elbise vs.),

3. Şehirlerde yangın durdurucu tedbirler almak (Geniş park sahaları gibi).

b- TAARRUZ SIRASINDA

Klasik silahlarla taarruzlar; yüksek, orta ve alçak irtifalardan yapılır. Bugün için taarruz şekilleri ne olursa olsun uygu­lanan teknik; baskına uğratma ve azami tesir elde edebilmek için alçaktan yaklaşma olacaktır. Düşmanın yapacağı taarruzlardan ne kadar önce haber alınırsa zayiatta o denli az olacaktır.

Düşmanın klasik silahlarla yapacağı taarruzlara karşı alınacak tedbirleri de şöyle sıralayabiliriz.

1- Taarruz İkazlarının Duyurulması; Düşman taarruzlarının zamanında sivil halka ve askeri birliklere duyurulması çok önemlidir.

2- SİS ve Radyo Verici Cihazlarının Susturulması ; Düş­man uçaklarının hedeflerini bulmada ve bombardımandan istifade etmeme­leri için her türlü SİS cihazlarının susturulması ve radyo istasyonlarının neşriyatının durdurulması, neşriyatın kontrol altına alınması lazımdır.

3- Gece taarruzlarına karşı büyük şehirlerde ve önemli merkezlerde karartma uygulanmalıdır.

4- Taarruz ikazı verilince derhal sığınaklara girilir. Evde isen havagazı, elektrik ve su vanalarını kapayarak aile sığınağına veya bodrum katına inilir. Saldırı geçti haberi verilinceye kadar burada kalınır.

5- Eğer zamanında alarm verilmemiş ve bu nedenle açıkta kalınmış ya da sığınak olmayan bir yerde bulunuyor ise, parça ve blast tesirlerinden korunmak için bir çukurun veya bir engelin arkasına yüzü koyun yere yatarak, başı korumak suretiyle saldırı geçti haberi verilinceye kadar hareketsiz kalınır.

c- TAARRUZDAN SONRA

Taarruzdan sonra alınacak tedbirler;

1- Hasta ve yaralıların tahliyesi; Taarruzlar neticesin­de yaralanan ve zarar gören personelin kurtarılması, ilkyardımlarının yapılması ve tedavileri için hastanelere gönderilmesidir.

2- Yangın söndürme; Taarruzlar sonucu çıkan yangınların söndürülmesidir.

3- Zararlı durumda bulunan patlayıcıların tesirsiz hale getirilmesidir.

Gerek sulh zamanında, gerekse savaş halindeyken zararlı olduğutespit edilen, patlayıcıların en seri bir şekilde çevre emniye­ti alınmalı, durum en yakın askeri ve mülki makamlara, en seri vasıtayla bildirilmelidir. Bu sahada özel surette yetişmiş uzman personel gelinceye kadar bölge emniyette tutulmalıdır’. Aksi takdirde bu tür maddelere yaklaşmak, dokunmak, hareket ettirmek, herhangi bir vasıtayla tazyik altında bulundurmak veya şeklini değiştirmek çok tehlikeli herhangi bir infilaka veya kimyasal ve biyolojik etkilerin faaliyete geçmesine sebep olur.

4- Enkaz temizleme ve hasarın giderilmesi; Hasar bölgele­rine ulaşmak amacıyla öncelikle kapalı yollar açılır. Kurtarma çalış­malarından sonra enkaz temizlenir. Hasara uğramış yeraltı kablo ve boruları onarılır.

Bütün bu tedbirlerle birlikte halkın ve ilgili makamların bu konuda gereği kadar aydınlatılması, sık sık tatbikatlar yaptırılması ve mülki ve askeri makamlar arasında iyi bir koordinasyon ve işbir­liği sağlanması lazımdır.

Bir İyilik

Dünyayı daha iyi yapmayan insan insan değildir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir