Nükleer Silahlar

d.Yersıfır Dolayları ile Derinliklerindeki Arazinin Cinsi

Bu bölgedeki araziyi teşkil eden taş, toprak bün­yesindeki maden filizlerinin, radyoaktif serpinti yarı ömrü ile % 100 ilgisi mevcuttur. Yarı ömür tablosunda orta bir yeri olan (Ya­rı ömür birkaç saniye ve yüzlerce yüz yıl ile ölçüldüğüne göre) magnezyum, sodyum, kalsiyum gibi maddeler infilak yeri, dolayları ve derinliklerinde mevcut ise yine serpinti şiddeti fazla olacak yani uzun süre korunma zorunluluğunda kalınacak bölgeler genişleyecektir.

3- SERPİNTİNİN ÖZELLİKLERİ

Ani tesirleri ve korunma çareleri incelenirken her tesirin ayrı ayrı özellikleri belirtilmiş ve korunma prensipleriyle ayrıntıları, bu özelliklerinden çıkartılmıştır. Müteakip tesirler için de bu yoldan yürümemek için sebep yoktur. Ancak burada her özelliğin biraz genişletilerek incelenmesinde yarar görülmüştür.

a.Kalıcıdır

Ani tesirlerde “Devamlıdır” anlatımı kullanıldı­ğı ve süre verildiği halde serpinti tehlikesi için “Kalıcıdır” denilmiştir. Bunun sebebi radyoaktif serpinti tozlarının düştükleri yerden uzaklaştırılmaları bazı şartlarda mümkün olabildiği halde yok edilmeleri ya da çürüme hızını artırma olanağının bulunmamasındandır. Tozları yakmak dahi yok etmek için yeterli değildir.

b.Nereye Gideceği Önceden Bilinmez

Devletin kiminle, ne zaman ve hangi şartlar al­tında düşman duruma geçeceği bilinmeyeceği gibi, komşu devletlerden hangisinin böyle bir durumda kalacağı da kestirilemez. Olağanüstü halin ilanından sonra bile hangi hedef bölgelerinin, hangi gün ve saatte, hangi kudrette bir silahla taarruza uğrayacağını bilemez. Bütün bunlardan başka 20-30.000 metre yüksekte esen rüzgarın şiddet ve yönünün tespiti de nükleer saldırıdan sonra yapılırsa ancak fay­dalı olabilmektedir. 0 halde bir hassas bölgede ve muhtemelen yer sıfırda, önceden tahmin edilen bir silahın, tahmin edilen yükseklik­te patlatıldığını kabul etsek; yalnız rüzgar sebebiyle tehlikenin ne tarafa gideceğini ve nereleri etki altına alacağını bilmek bir yana, tahmin dahi edemeyiz. Serpintinin, yurt ölçüsünde tedbir alın­masını gerektiren özelliği budur.

c.Geniş Sahaları Kaplar

Ani tesirlerin etki alanlarından söz edilirken yer sıfırları merkez kabul olunan ve belirli yarıçapları bulunan dairelerle ele alınmıştır.

Halbuki serpinti tesiri için durum tamamen değişiktir. Bu etki yalnız yer sıfır ve dolaylarını değil, infilak yeri ile hiç ilgisi olmayacak kadar geniş ve uzak mesafeleri tehdit eder. Öyle ki komşularımızdan herhangi birisi nükleer taarruza uğrasa ve yurdumuz yüksekten esen rüzgarların esişi yönünde bulunsa, silahın serpinti tesiri bir çok şehir, kasaba, köy ve tesislerimizi etki al­tına alabilecektir.

d.Duyu Organları İle Varlığı Anlaşılmaz

Yer sıfır civarından başka ve daha uzak yerlere dö­külen radyoaktif partiküllerin kitleleri öyle küçüktür ki bunların gözle görülmesi, bir çoğunun bir araya gelmesi halinde bile mümkün değildir. Bu kadar küçük kitlelerin yere düştüğünde ses çıkaramayacağı meydandadır. Kokusu ve özel bir lezzeti olmadığına göre “Duyu organları ile anlaşılmaz.” deyiminin çok uygun bir ifade olduğu so­nucuna varılmaktadır. Tehlikenin bu özelliği yüzünden; varlığını anlamak, derecesini ölçmek için radyak aletleri kullanılır.

e.Öldürücüdür

Öldürme mekanizmasına, ani nükleer radyasyon etkisi içinde bulunan gama ışınlarından söz edilirken değinilmişti. Bu­rada, “Hücrenin iyonize olmasına sebep olur.” demekle yetineceğiz.

f.7×10 Kuralına Göre Çürür

Çürümenin zaman ile olan ilgisi ileride yeniden ele alınacak ve 7×10 kuralı anlatılacaktır. Tehlikenin bu özelliği çürümenin ilk anlarda çok hızlı bir tempo ile devam etmesine karşı­lık, zaman uzadıkça çürüme hızının azaldığını ifade ediyor. Kızgın bir demirin soğumasında olduğu gibi bir demir çubuğu ateşte kızdırır­sak rengi beyaza yakın olur. Ateşten çıkarınca hemen kırmızıya ve si­yaha döner. Fakat “Asıl rengini aldı” diyerek elimizde tutmamız müm­kün müdür? Bunun mümkün olabilmesi için çok zamana ihtiyaç bulundu­ğunu hepimiz biliriz.

g. Tehlike İnfilaktan 30-60 Dakika Sonra Başlar :

İnfilak anında radyoaktivite diye bir problem yok­tur. Sadece yer sıfır ve dolaylarında kalıntı tesirleri (Radyoaktif hale gelip de emilememiş büyük parçalar, fisyon artıkları, nötronlar, alfa ve beta zerreleri) vardır ki buralarda zaten ani tesirler en yüksek düzeydedir. Serpinti atomik bulut halinde yükselen radyoak­tif haldeki parça ve zerrelerin yeryüzüne dökülmesi demek olduğu, bu çıkış ve iniş için zamana muhtaç bulunduğundan tehlike silahın kudretine ve infilak ettirildiği yüksekliğe bağlı olarak infilaktan en az 25-30 en çok 60 dakika sonra başlamaktadır.

Serpintinin bu özelliği, bilhassa tehlike (hasar) bölgesinde bulunan kılavuzlar ve bu bölgede yaşayan halk için haya­ti önemde bir çok işler görülmesini, hazırlıklar yapılmasını mümkün kılmıştır.

4- KALINTI RADYASYON HASTALIKLARI

Özellikleri yeter bir açıklıkla anlatıldığı sanılan serpinti sebebiyle tehlikeye maruz kalanlar iki ayrı şekilde hasta olurlar.

a.Radyasyon Hastalığı

Gama ışını yayan kaynak bizden az ya da çok bir uzaklıktadır. Bu kaynak bize nükleer radyasyonu gönderir. Rad­yasyon, vücudumuzdaki organları meydana getiren dokuların hücrelerinde iyonizasyon ve sonuç olarak hücrelerin ölümüne sebep olur. Hücre ölümü ile yerine koyma, organındaki aksama hastalanmayı, bu olayın devamı ise ölümü doğurur.

b.Radyoaktif Zehirlenme

Nükleer radyasyon kaynakları nefes alınırken so­lunum yol ve organlarına, bulaşmış yiyecek ve içeceklere dikkat edilmezse sindirim organlarına, açık yara veya yaralardan doğruca kana yani dolaşım sistemine girebilir. İşte radyoaktif zehirlenme bu tür hastalanmaya verilen addır. Bu hastalanma şeklinde kaynak hangi yol ya da yollardan olursa olsun vücuda girmiştir. Şualanma yakından olmaktadır. Hasta (zehirlenen), her türlü korunma olana­ğından yoksundur.

5- HASTALIK BELİRTİLERİ VE SONUÇ

Serpinti tehlikesi insanı çabucak öldüren bir tehlike değildir. Etki insan vücudunda zamanla harabiyete sebep olur. Belirtileri azar azar meydana çıkar. Zaman uzadıkça belirtile­ri çoğalarak hastalık gelişir ve nükleer radyasyon almaya devam edilirse bir hafta veya haftalar sonra ölümle sonuçlanır. Biriktirildiği tespit edilen radyasyon miktarı az ölçüde veya hastalanan şahıs çok dayanıklı ve artık hastanın radyasyon alması önlenmiş ise istirahat ve iyi bir bakım ile iyileşecektir. Ancak burada belirtilere değinmeden hastalık yapılabilecek dozlarda, ölüme sebep olabi­lecek dozların, kesin ölüm dozu ile herkes için tehlikesiz biriktirilebilecek dozun açıklanması gerekir.

En aşağı düzeyde başlayıp % 100 ölüm dozuna kadar olmak üzere biriktirilebilecek miktarlar şöyledir;

75 röntgene kadar : Herkes için tehlikesiz alınabi­lecek radyasyon miktarı.

75 röntgen : Savaş dozu.

150 röntgen : Hastalık başlangıç dozu.

300 röntgen : Ölüm başlangıç dozu.

450 röntgen : % 50 öldürücü doz.

600 röntgen : Herkes için % 100 ölüm dozu.

Gerek radyasyon hastalığı, gerekse radyoaktif ze­hirlenmesi, seyri ve sonucu itibariyle hastalık belirtileri başka başka olmadığından hissedildiği ya da başkaları tarafından fark edildiği andan itibaren bu belirtilerin;

– Halsizlik, isteksizlik, bitkinlik,

– Mide bulantısı, baş dönmesi,

– Mide bulantısı, kusma, baş ağrısı,

– Kusma, şiddetli baş ağrısı,

– Kusma, ateş yükselmesi, kanlı ishal,

– Kusma ve kanlı ishalin devam etmesi, ölüm,

Şeklinde yaklaşık bir sıraya sokulması mümkündür.

Biriktirilen değişik dozlara göre, kalıntı radyas­yondan meydana gelecek tesirleri de aşağıdaki gibi ifade edebiliriz.

– 150 röntgen kadar; vahim tesirleri olmamakla bera­ber gittikçe artan uzun süreli tehlikeler meydana gelir.

– 150 den 250 röntgen kadar; 24 saat içinde bulantı ve kusma iki gün sonra bazı iktidarsızlıklar.

– 250 den 350 röntgene kadar; 4 saat içinde bulantı ve kusma, iki gün ile iki hafta arasında hiç bir belirti görülmez, iki ile dört hafta arasında bazı ölüm olayları,

– 350 den 600 röntgene kadar; 2 saat içinde bulantı ve kusma, iki ile dört hafta içindeki ölüm oranı yüksek hastalık­lardan kurtulabilenlerde uzun süreli iktidarsızlık.

– 600 röntgen ve daha yukarı; ani bulantı ve kusma bir hafta içinde % 100 ölüm.

NOT: Radyasyon hastalığı ya da radyoaktif zehirlenme şek­linde hastalanıp iyileşenlerde vücuttaki kılların dökülmesi veya kısırlık yahut her ikisi birden görülmektedir. Hastalığın bıraktığı bu eserler bazı ateşli hastalıklılardaki gibi sürekli olmayıp geçicidir.

Ancak süresi hakkında kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Bu süre; alınan dozun yüksekliğine, şahsın çok yaşlı ya da çocuk olmasına, sağlık durumuna bağlı olabilir.

6- KORUNMADA ANA PRENSİPLER

Nükleer infilakın kalıntı tesirleri, radyoaktif çürüme tamamlanıncaya kadar derece derece korunma zorunluluğu bulunan ve korunma kurallarına uymayanları ö1dürebilen kesin bir tehlikedir. Bu büyük tehlikeden korunma da üç ana prensip vardır.

a. Mesafe:

Tehlikeden korunma durumunda bulunan canlı ile radyoaktif kaynak veya radyoaktiviteli alan arasındaki mesafenin canlının korunması bakımından başlı başına rol oynadığı bilinmelidir. Zira böyle bir alandaki canlının aldığı radyoaktivitenin üçte biri dört metre yarı çapında bir daire içinden, yarısı 7,5 metre yarıçapında bir daire içinden, dörtte üçü 30 metre yarıçapında bir daire içinden geri kalanı da daha uzaktan gelir. Bunu başka türlü söylemekte mümkündür. Radyoaktif kaynakla arasındaki uzaklık dört metre olan bir canlı bu kaynaktaki şiddetin üçte birinden, uzaklığı 7,5 metre olan canlı yarısından, uzaklığı 30 metre olan canlı ise dörtte üçünden korunmuş (masun)dur. Örneğin: Radyoaktiviteli bir alandaki şiddet 240 r/s.olsun. Başka korunma olanağı bulunmayan bir insan bu alana 4 metre uzaklıkta ise bu insanın vücudunda bir saat­te 160 röntgenlik, 7,5 metre uzaklıkta ise 120 röntgenlik ve 30 met­re uzaklıkta ise 60 röntgenlik bir birikme (AKÜMÜLATİF) doz olacak­tır. 0 halde serpinti sığınağı yapmak için seçilecek yerin; bir binadaki üst kat yerine bodrum, kenarda bulunan oda yerine ortadaki bir oda olmasına dikkat edilmelidir.

b. Hail (Perdeleme)

Tehlikeden korunma zorunluluğunda olan canlı ile radyoaktif kaynak arasında ne kadar fazla yarı kalınlık sağlayan bir engel varsa o canlının göstereceği etki aynı ölçüde az olacaktır.

Ani tesirler incelenirken ani nükleer radyasyon içindeki gama ışınlarının daha aktif oldukları belirtilmiştir. Serpintiden yayılan gama ışınları ise diğerlerine oranla az aktiftir. Bu sebeple korunma bakımından gereken yarı kalınlıklarda deği­şiklikler vardır. Az aktif oldukları bilinen kalıntı tesirlerinden korunmayı sağlayacak yarı kalınlık hesaplarının

Çelik için : 1.8 Cm

Beton için : 5.6 Cm

Biriket, tuğla, taş, kerpiç ve sıkıştırılmış toprak : 7 Cm.

Gevşek toprak için : 8 Cm.

üzerinden yapılması amaca yetecektir.

Ancak çok uzun süreli bir korunma söz konusu oldu­ğundan ne kadar fazla yarı kalınlık sağlanırsa, sığınak diye seçilen yerdeki korunma faktörünün o kadar yüksek yani sığınağın içindekile­ri o kadar iyi koruyacağı anlaşılır.

c. Zaman

Her şeyden önce bilinmelidir ki zaman, sığınakta da açıktada aynı şekilde çalışır. Daha doğrusu dışarıdaki etkisi ile sığınaktaki etkisi arasında zamanla azalma bakımından hiç fark yoktur. Fakat uzun süre korunulması gereken bu tehlikenin zaman ile çok yakın bir ilgisi vardır ve tehlikeyi yok eden tek unsurdur. Tehlikenin özelliklerinden söz ederken anlaşıldığı gibi çürüme ilk anlarda çok hızlıdır. Zaman uzadıkça hızından kaybederek devam eder ve sona erer.

İnfilak anında böyle bir tehlike (Yer sıfır ve ya­kın dolayları hariç) mevcut olmadığından ve özellikleri açıklanırken kaydedildiği gibi tehlikenin başlaması 30 ile 60 dakikalık gecikmeye uğradığından kalıntı etkisi için başlangıç zamanı, silahın patlatılmasından bir saat sonrası kabul edilmektedir.

Başlangıç olarak ele alınan H+1 den 45 dakika son­ra şiddetin yarıya indiğinde bilindiğine göre hakikaten serpintinin çürümesi önce çok süratli olduğu halde zaman uzadıkça hız azalmakta­dır. İşte bu kuralın çıktığı yukarıdaki zaman şiddet tablosuna 7×10 KURALI denilmektedir.

7- SERPİNTİDEN KORUNMA BAKIMINDAN DİKKAT EDİLECEK DİĞER

HUSUSLAR

Serpinti tehlikesinden zarar görmemek için aylar­ca sığınakta oturup radyoaktif partiküllerin çürümesini beklemek gibi bir durum söz konusu değildir. Gerek hasar gören, gerekse hasar görmeyen serpinti bölgelerinde yapılacak veya yapılmasında zorunlu­luk bulunan pek çok iş vardır. 0 halde serpinti tesiri altında ka­lan her yerde, dışarı çıkmak ve görev yapmak mecburiyetinde bulunan­ların bazı hususlara dikkat etmeleri gerekir.

Bu hususlar şunlardır

a.Serpintinin Aranması ve Ölçülmesi:

Serpinti ikazı verildiğinden, serpinti varışına kadar her çeşit görevliler bilhassa kılavuzlar aracılığıyla büyük bir uyanıklık içinde keşif yapılacaktır. Serpinti varışından yani dökülmeye başlamasından sonra da devamlı surette şiddetin kontrolü ve azamiye ulaştığının tespiti halkın sevk ve idaresi bu tehlike sebe­biyle verilecek zayiatı asgari hadde indirmek bakımından çok önemli bir meseledir.

b.Serpinti ve Kirlenmiş Sahaya Girilmemesi:

Serpintinin dökülmesi sırasında da, serpinti tamamlandıktan sonra da kirli bölge içinde dolaşmak tehlikelidir. Bu tehlike, hem mesafenin tanıdığı korunma olanağının yokluğundan, hem de radyoaktif zehirlenmenin kaçınılmaz hale gelmesindendir. Fa­kat hayati önemde sebepler; Örneğin: Kurtarma, yangın söndürme, her çeşit tehlike ile savunma faaliyetleri gibi, bir çok görevlinin bu­laşık bölgede çalışması elbette zorunlu olacaktır.

c. Şahıslarda Biriken Dozun Kontrol Edilmesi:

Akla gelecek ya da gelmeyecek zorunluluklar sebebiyle serpintinin kirlettiği sahaya giren veya saha içinde (Sığınakta da olsa) yaşayan insanların biriktirdikleri nükleer radyasyonun aralıksız kontrolü şarttır. Herkes için tehlikesiz alınacak doz bilindiğine göre bu ölçünün üstüne çıkanlara ne gibi tedbirlerin uygulanacağı ancak bu şekilde tespit ve tatbik edilebilir.

d.Uygun Elbise Kullanılması:

Yine bulaşık bölge içindeki değişik çalışmala­ra katılma durumunda kalan personelin uygun elbise kullanmaları ge­rekir.

Uygun elbise şahısları zehirlenmekten de, rad­yoaktif partiküllerin ve beta zerrelerinin cildi tahriş tahribinden de korur. Uygun elbise denince tedariki çok kolay olduğundan keten bir iş tulumu akla gelmelidir.

Bundan başka başı koruyan bir miğfer ya da ge­niş kenarlı şapka, ağız ve burunu dökülmekte olan partiküllerin vücuda girmesinden koruyacak maske veya bulunmadığı hallerde ıslak bez; boyundan içeri partikül girmesini önleyecek bir atkı, havlu veya ter bezi; elleri korumak amacı ile plastik, kauçuk veya deriden yapılmış eldiven; ayaklar için de deri ya da lastik çizme, bot veya Potin, uygun elbisenin ayrıntılarıdır.

e. Şahısların Temizlenmesi:

Hangi sebeple veya maksatla olursa olsun rad­yoaktif serpinti ile bulaşmış sahaya giren ya da serpinti dökülmekte iken bu bölgede dolaşan, çalışan kişilerin temizlenmesi de büyük bir önem taşımaktadır.

Bu önem önce korunmada mesafenin herkesçe bili­nen rolünden sonra da zehirlenme olanağı hazırlayıcı faktörü oluşundan doğmaktadır. Şahısların temizlendiğinde kullanılacak en kolay ve iyi araç ılık su ile sabundur. Sabundan başka bir deterjanda kul­lanılabilir. Yalnız ellerin temizlenmesi sadece su ve deterjanla mümkün olmadığından gerek tırnak dışları ile aralarını ve gerekse el cildindeki girintileri kusursuz temizlemekte her çeşit fırça iyi sonuç vermektedir.

f. Elbise, Araç, Donatım ve Gereçlerin Temizlenmesi:

Radyoaktif serpinti bölgelerinde sığınaklar dışında bulunmak ve çalışmak zorunda kalanların elbise, araç ve gereçlerinin de temizliği gerekmektedir.

(1) Elbiseler temizlenmesi mümkün olmayan halle de sığınak dışında bulundurulacak kapalı bir kap içine konur. Eğer hem çok bulaşmış hem de temizleme olanağı yoksa toprak altında çürümeye terk edilir. Elbiselerin temizlenmesinde en uygun araç, elektrik süpürgesidir. Süpürgenin fırçası kullanılırken emme gücünden faydalanıldığı için partiküllerin havaya karışıp azda olsa bir zehirlenme ortamı yaratması önlenmiş olur. Ancak hangi şekil seçilir­se seçilsin temizleme işi mutlaka sığınak dışında yapılır.

(2) Araçlarda pürüzsüz yüzeylerin tamamen, pürüzlü bölümlerinde kısmen temizlenebildiği denenmiştir. Bu amaçla basınçlı su kullanılmakta ve sonra yıkanan yerler temiz bezle, üstübü ile kurulanmaktadır. Kurulamada kullanılan bez veya üstüpüler toprağa gömülecek, suyun ise kanalizasyona akması sağlanacak ya da bir çukura akıtılarak üstü toprakla kapatılması gerekecektir.

(3) Gereç ve donatım temizliğinde uygulanacak yol da elbise ve araç temizliğinden pek farklı değildir. Yine pürüzlü satıhlar tam temizlenmeyecektir. Basınçlı su kullanılmasında sakınca bulunan gereç ve donatım için deterjan, ılık su ve üstüpü kullanılacak; eğer bu da olmuyorsa süpürerek temizleme yoluna gidilecektir. Şahıslarında elbise, araç, donatım ve gereçlerinin te­mizlenmesi konusunda en iyi yardımcı akıldır ve aklın yolu birdir. Temizlik işini yapan ve civarında bulunan için tehlike yaratmayacak yolu seçmek ve temizlik derecesini kontrol etmek lazımdır. So­nuç başarılı değilse ya temizliğe devam olunur ya da vazgeçilerek elbise, gereç, donatım gibi eşya çürümeğe terk edilir.

8- KORUNMA FAKTÖRÜ:

Radyoaktif serpinti tehlikesi ne kadar gerçek ise, bu tehlikeden korunmak için bir serpinti sığınağına olan ihtiyaç da o kadar gerçektir. Mesafe ve engel prensiplerine göre hazırlana­cak bir serpinti ya da aile serpinti sığınağının içine girenlere sağladığı korunma olanağına “KORUNMA FAKTÖRÜ” denir. 0 halde başka bir deyimle korunma faktörü; dışarıdaki radyasyon şiddetinin, sığınak içindekilere kadar ulaşabilen radyasyon şiddetine oranıdır. Bu orandan çıkan sayı küçük ise korunma imkanı az, büyük ise çok ola­caktır.

9- S 0 N U Ç

Müteakip tehlike, kalıntı tesirler, radyoaktif serpinti gibi değişik adlarla anılan gerek yurdumuzun, gerek komşularımızın nükleer bir taarruza uğraması halinde vatan yüzeyinde teh­dit altında kalacak bölgelerde yaşayan bütün canlıların korunması­nı gerektiren tehlikenin oluş nedenleri, özellikleri, ölüme kadar değişik belirtilere ve hastalıklara sebep olan dozlar ve nihayet ayrıntıları ile korunma çareleri eleştirildi. Görüldü ki tehlike pek küçük değildir. Ama asıl problem, tehlikenin bilinmesidir. Tehlike ve korunma çareleri bilindikten, bilinenler uygulanmak üzere eksik­siz hazırlandıktan, tehlikenin geleceği vaktinde haber alınıp yayılabildikten ve gerektiğinde hazırlıklardan yararlanıldıktan sonra sınırsız bir endişenin de yeri yoktur.

Nükleer silahlarda kendilerinden öncekiler gibi bir çeşit silahtır. Öncekilerde nasıl korunma çareleri aranmış ve bulun muş ise nükleer silahlar dan da korunma olağan kabul edilmelidir. Dünyanın çeşitli ülkelerince yapılan denemeler hakkındaki ve yazılı yayınlarda hedefi moral bozup, çaresiz bırakmak olan propagandaların amacı şekline soktuğu nükleer silahlarda nihayet klasik silah­lar, yangın silahları, biyolojik harp maddeleri ve harp gazları gibi bir silahtır. Bütün korkunçluğu, bir çok etkiyi birden daha geniş sahalara yayabilme olanağı ile uzun süre korunma zorunlu­luğu yaratan radyoaktif serpinti tehlikesinden gelmektedir.

Daha öncede ifade edildiği gibi silahın infilak etti­ği yer (Yer sıfır)ve yakın dolaylarında bulunmamak şartıyla; gereken tedbirlerde ihmal edilmemişse nükleer silahların her türlü etkisini teker teker bertaraf edip hayatta kalmak mümkün olacaktır. Yine zayiatın, hiç bir zaman propagandası edilen düzeye ulaşamayacağından emin olmak ve bu emniyet içinde çalışmak, hazırlık ve tedbirlerde ku­surlu bulunmamak gerekir.

10- SERPİNTİ BÖLGELERİ

Havaya bir avuç kül atılırsa her tarafa aynı yoğunlukta yayılmadığı görülür. Serpintinin de yayılışı buna benzer.

Radyoaktif serpinti çok geniş bir sahayı kapladığına göre bu geniş sahadaki bütün halkı oradan uzaklaştırmak mümkün değil­dir. Bu sahanın büyük bir kısmında halk kalmak zorundadır. Bu yaşayış kontrollü disiplinli olmazsa hastalık ve ölüm meydana gelir. Bu bölgeleri ve tesislerini tanır, bilir, konacak yasaklara ve kural­lara uyarsak kaybı azaltmış oluruz. 10 megatonluk bir bombanın serpinti bölgesinin ortalama uzunluğu 1600, genişliği 80 kilometre olup çeşitli tesirleri olan 4 bölgeye ayrılır ve infilaktan 48 saat sonra tesbit edilebilir.

a.W BÖLGESİ

(1) Bu bölge radyasyon nerede varsa oradan başlar. Başlangıçta radyasyon eser haldedir. Bu noktaya “TEHLİKE BAŞLIYOR” levhası konur.

(2) İç hududu 0,3 R.olan hattır.

(3) Yer sıfır noktasına doğru daralan, genişliği 100, uzunluğu 1000 mil olan bir sahayı kaplar. Daralma (büzülme) de­vam ettikçe tehlike azalır.

(4) Bu bölgede (Halkın hareket tarzına ilişkin) bir kayıp yoktur. Diğer bölgelere yardıma gidilir.

(5) Patlamadan 48 saat sonra açıkta birikmiş doz 80 R.dir. Kontrol tedbirlerine uyulmuş veya sığınakta kalınmış ise alınan doz 2 R.i geçmez.

b.X BÖLGESİ

(1) Bu bölge 5Ox600 millik bir sahayı kaplar.

(2) 0,3 R.olan hattan 3 R.olan hatta kadar olan sahadır.

(3) Patlamadan 48 saat sonra açıkta birikmiş olan doz 80-800 R.

arasındadır. Tedbirlere uyulmuş veya sığınakta (Örtü al­tına girilmişse) günde alınacak doz 2-20 R.i geçmez.

(4) 48 saat sonra sığınaktan çıkılır. Fakat dışarıdaki fazla doz sebebiyle hareket ve çalışma kayıt altına alınır.

(5) Hududuna “TEHLİKE” levhası konur, giriş ve çı­kışlar kontrol altında tutulur.

(a)5 gün süre ile dışarıda günde 4 saatten fazla kalınmaz.

(b)5 günden sonra geçecek 3 ay içinde dışarı­da 8 saat kalınır.

(c)Her iki halde de polis kontrolü gerekir.

Bir İyilik

Dünyayı daha iyi yapmayan insan insan değildir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir